Aklan Akdağ röportaj için Agos Gazetesi’ndeydi
Aklan Akdağ ilk albümü ‘Sensizlik Varmış’la yüreklere dokunurken, yaşamöyküsüyle de ilham veriyor
Yağmurlu günlerin gri şarkıları
Gökyüzü karanlık bulutlarla kaplanıp hava griye döndüğünde, herkesin iç dünyasına farklı duygular hâkim olur. Bu ruh halini tamamlayan yağmur damlalarına eşlik eden, çoğu zaman da pişmanlıkları yıkayıp içinizden akıtan özel müzikler vardır. Aklan Akdağ’ın geçtiğimiz günlerde yayınlanan ilk albümü ‘Sensizlik Varmış’ta, işte böyle şarkılar ağırlıkta. Kalan Müzik’ten çıkan ilk albümüyle yüreklere dokunan Akdağ, “Bu albümü, kaydederken hiçbir hesap yapmadan, sadece duygularımı aktardım şarkılarıma. Tek isteğim müziğimi paylaşabileceğim insanlara ulaşabilmek” diyor.
Akdağ, yer yer Eric Clapton’ı, bazen Simply Red’i, biraz da Rod Stewart’ı andıran kısık vokali, ve albüme adını veren ‘Sensizlik Varmış’ adlı şarkısıyla, melankolinin ağırlıkta olduğu bir duygu dünyasının içinden seslenirken, ‘Ben Kaş’tayım’ adlı şarkısıyla, aynı zamanda ne kadar hayat dolu olduşunu gösteriyor. Akdağ, ‘Adam Ol’ derken, modernliğin hayatın her alanına yayıldığı günümüzde, kalıplaştırmaların hâlâ devam ettiğine, nükteli bir dille dikkat çekiyor. Albümdeki şarkıların, ‘ağır ateşte pişmiş bir hayatın ardından cebinde birikenler’ olduğunu söyleyen Akdağ, kendisini hayatın akışına bırakmış, müziğin kıyılarında geziniyor. Tıp fakültesini bitiren Akdağ, bir süre turist rehberliği ve kitap çevirmenliği yaptıktan sonra, bir arkadaşıyla birlikte kurduğu reklam ajansıyla, uzun yıllar bu sektörde yer almış.
Yaşanmışlığın izleri
İstanbul’dan bunalan, işinden soğuyan ve bir şarkısında olduğu gibi, “iki orta bir sade, bana müsaade” deyip, daha sakin bir yaşam için Kaş’a yerleşen Akdağ, burada, üniversite yıllarından beri hep hayatında olan müziğe yoğunlaşma fırsatı bulmuş. Sunucu Banu Güven’le, 20 yıla yakın bir beraberliğin ardından, kısa bir süre önce sonlandırdıkları evliliğin izleri, albümde yoğun olarak hissediliyor; bu durumu Akdağ da inkâr etmiyor: “Albümde ayrılık temasını öne çıkarmamın nedeni, yaşadığım duygulara kendimi borçlu hissetmemdi. O şarkılar içimden doğallıkla çıktı. Doğallıkla gelen bir şeyi neden insanlarla paylaşmayayım? Bugün Banu’yla iki yakın arkadaşız. Ayrı yollarda ilerlememize rağmen albümüme o da destek verdi.”
Toplam 20 müzisyenin yer aldığı albüme, Erdem Sökmen, Sarp Maden, Özge Fışkın ve Şevval Sam gibi ünlü isimler, enstrümanları ve sesleriyle katkıda bulunmuşlar. Konserlerinde ‘kendi gibiler’le buluşmayı hedefleyen sanatçı, ‘Sensizlik Varmış’ın ardından, ikinci klibi için ‘Küçük Tesadüfler’ adlı şarkısını seçmiş. “İnsanlara zevk alacakları, kaliteli bir şeyler verebiliyorsan, seni benimsiyorlar. Albümüme güveniyorum. Dinleyicilerin beni tanımasının zaman alacağını biliyorum. Ama hayatımda yeni bir dönem yaşıyorum ve hiçbir yere yetişmiyorum, benim acelem yok” diyen sanatçı, 1 Kasım’da Hayal Kahvesi’nde ve 22 Kasım’da Babylon’da vereceği konserlerde, dinleyicileri besteleriyle tanıştıracak.
Röportaj: Baruyr Kuyumciyan (Agos Gazetesi, 14 Ekim 2011, s.18)